Darwin, Evrim ve Türkiye

Standard

Tübitak olaylarından sonra çok tartışıldı bu konu ama NTV’nin yeni dergisi “NTV Bilim” bu konuda hayranlık uyandıran, sert, güçlü ve kararlı bir üslup seçmiş. Aşağıda derginin Nisan sayısındaki “Okur Mektupları” kısmından iki okur yorumu ve derginin verdiği cevaplar var. Kapitalist düzende, Türkiye’nin hızla geriye gittiği, ortaçağ karanlığına gömüldüğü bu dönemde derginin cevapları gerçekten takdir edilmeye değer.

(Aşağıdaki yorumlar ve verilen cevaplar dergiden aynen alınmıştır).

Yorum 1:

Çeşitli internet sitelerinde NTV Bilim dergisinin Darwin kapaklı sayısının çıkacağını okudum. Defalarca çökertilmiş bu düşüncenin ve insan fıtratına aykırı bu görüşün derginizde yayınlanacak olması ihtimali bile inanılır gibi değildir. Eğer böyle bir şey olursa kendim başta olmak üzere, NTV’nin bütün bulunduğunuz sektörlere boykot gösterip çevreme ve elimden geldiğince herkese bu durumu anlatıp size tepkimi göstermeye devam edeceğim. Ümit ediyorum ki yapılan haberler gerçek dışıdır…

NTV Bilim’in cevabı:

Haberler gerçekdışı değildir (yine de, kapak konusu değil, dosya konusu olarak düzeltelim), fakat Darwin’in “defalarca çökertilmiş” olduğu gerçekdışıdır. (Dosyamızdaki yazılara bakınız lütfen.) Okurumuzun yaklaşımı ise bilimdışıdır, ama belki daha önemlisi başka fikirlere hoşgörü dışıdır, beğenmediği gerçekleri yoksayma işidir.


Yorum 2:

Bu yorum oldukça uzun ama kısaca şunları söylüyor: Yorumu yazan bilgisayar bilimlerinde insan-bilgisayar etkileşimi üzerine çalışan bir araştırma görevlisiymiş. Kısaca kanıtlanmamış bir teori olan evrim teorisini sunmakla, evrimle ilgili yazmakla “tarafsızlık”tan taviz verildiğini, ve genelde bu tür dergileri almadığını söylemiş.

NTV Bilim’in cevabı (örnek alınası bir cevap):

[…] Okurumuzun esaslı sorunu, öyle anlaşılıyor ki, dergiyle değil, evrim teorisiyle. [Kendisi] kendisini ikna eder mi etmez mi bilemeyiz, ama bu sayıda yer verdiğimiz geniş evrim dosyasında, evrimin “teorik veya fiziksel deneylerle ispatlanmış” olduğunu görebilir. NTVB, sırf okur kapmak için bilim karşıtlığına prim vermeyecek.


Yorum sizin…

10 thoughts on “Darwin, Evrim ve Türkiye

  1. Sevgili Durucan, kişisel fikrim bu tür yazıların Özgürlük için sitesinde olmaması gerekli( fikrime katılmayacağını da tahmin ediyorum). İşletim sistemimiz olan Pardus’ un hala tartışılan bir konuda tarafsız kalması gerektiğinden yanayım. Ben bir biolog ya da bu tip konularda araştırmacı değilim. Darwin bir fikir sunmuş ve kimi çevrelercee kabül görmüş, kimileri kabul etmemiş. Kişisel olarak bende atalarımın maymundan geldiğini kabul etmiyorum ya da hayvanların çok büyük değişiklikler geçirdiğini sanmıyorum. Lakin böyle düşünmeyen atalarının maymundan geldiğini düşünenler olabilir. Onların düşüncesine de saygılı olmak gerek ve Tübitak’ ın kapak ayfasının değiştirilmesi bu anlamda gerçekten de saçma. sonuçta Tübitak o kapağı yayınlasaydı da insanların fikirleri değişmeyecekti. Sonuç itibari ile ben araştırmacı değilim, ama NTV “Darwin’ in defalarca çökertilmiş olduğu gerçek dışıdır.” cümlesi dahi tarafsızlıktan uzaktır. Ben de bir çok bilim adamının bu konu ile yazdığı çizdiği eserleri kaynak göstererek NTV’ nin yaptığını yapabilirim. Türkiye’ de de bir çok profösör var bu düşünceye karşı ve delilleri olduğunu söyleyen. Her neyse ben inancım gereği bu düşünceye karşıyım ve bir işletim sisteminin topluluk sitesinde de bu tip yazıların olmaması gerektiği düşüncesindeyim. Topluluğu bölmekten başka bir işe yaramaz bu tip konular. Çalışmalarında başarılar.

  2. dr ismail lale

    malesef “vatan sagolsun” ,”vatana can feda ” sözlerinin yerini “vatanını en çok seven işini en iyi yapandır” almadığı için
    ve malesef en temel sorun olan eğitimin dogru yapıl(ma)aması yüzünden bu hale geldik

  3. Can

    Deniz Ege Tunçay ve Dr. İsmail Lale’ye sonuna kadar katılıyorum.

    Kürşat Bey, öncelikle gezegen konusuna değinelim. Bu yazı sırf öi gezegeninde değil, birçok yerde yayınlandı. Yani topluluğu bölmekle bir alakası yok. Kaldı ki Türkiye’de bilişim konusunda örnek bir site olan öi’de bilimselliği destekleyen bir yazıyı görmüş olmanız bence gayet doğal.

    NTV’nin cümlesine tarafsızlıktan uzak demişsiniz. Evet, evrimi desteklemek bir taraftır ve öyle de olmalıdır. Buna rağmen “tarafsız” davranıp, tıpkı derginin okur yorumları sayfasında yaptığı gibi, sizin yorumunuzu da burada yayınladım.

    “Birçok profesör var evrime karşı olan” demişsiniz. Bana bir tane (sadece 1) ilahiyat kökenli olmayan, konuyu dine bağlamayan, %100 bilimsel açıklamalarla “evrim yoktur” diyen bir araştırma/araştırmacı gösterebilir misiniz? Hiç sanmıyorum gösterebileceğinizi. “İnancım gereği” demişsiniz. İnancınıza karışan yok, evrim siz yok saysanız da var. Benim de tıpkı NTV Bilim gibi sırf bazılarının işine gelmiyor/inancına uymuyor diye bilim karşıtlığına prim vermeye niyetim yok.

  4. Berk

    NTV Bilim ekibini ve Can’ı ben de tebrik ediyorum.Özellikle “NTVB, sırf okur kapmak için bilim karşıtlığına prim vermeyecek.” cevabı için.

    Bunun yanında Evrim teorisi bir çok deneyle kanıtlanmıştır hatta bu deneylerin basit bir kısmını kendi evinizde bile yapabilirsiniz.

    Şuanki TIP ve biyoloji Evrim teorisi üzerine kuruludur. Bunu söyleyen insanlar eğer bir gün bile bir doktora gidip ilaç alıp sağlıklarına kavuşuyorsa bunun evrim teorisinin sonucu olduğunu unutmamalıdır.
    Bunun yanında benim en çok gözlemlediğim şey Evrim teorisi karışıtlarının Evrim teorisini anlamadığıdır.

    Lütfen mantığınızı kullanın…

  5. dogan

    zaten onemli olan insanlarin fikirlerinin(evrem hakkinda) degismesi degil, bilimsel gelsmenin ve aydinlanmanin surmesidir. Evrim taraf tutulmasi gereken bir konu degildir arkadaslar, taraf olmaniz gereken bilimsel dusunce yapisidir.

  6. nezihi

    islam inancı hiçbirzaman bilime karşı değildir.(her halde bunu izah etmeme gerk yoktur..) ama islamın eseslarnı anlatan kuran ayetlrinden öğrendiğimiz ilahı (yani yüce yaradıcının sözlerinden edindigimiz en gerçek ve tartışılması ona inanan müslğmanlarca hoş görülmeyen) bilgilerde darvinizmin islamda yeri olmadıgı görüyoruz..ama hernedense bilme ve düşünceye saygı bekleyen kimseler bun gibi hassa konuların sürekli medyada ve bilim camiasında boy göstermesini hoş ve sanki bi buluşmuş gibi öne sürülmesinden ve bundan rahatsızlıklarını belirten(yukarıdaki sebepten dolayı) kişleri bilim karşıtı göstermekten hoşlanıyorlar herhalde…çünki sizin teoriniz bizim yaşama inancımıza(dünyaya geliş , ebedi hayat ve din inancımıza )kutsalımıza inkar edilemez gerçegimize hakarettir…bunu ne bilimle nede düşünceye saygılyla izah etmek (kişisel olarak ) türkmilletinin sözde soykırım yapması iddası gibidir(tekrar söylüyorum kişisel fikrim)..bunedenle yukarıdaki gerekçelerimden dolayı..yok savunmak yok bilim yok efenim nehakareti(biraz kaba oldu) gibi sözve yazılar ..bence sadece boşluktan bilimden degil..

  7. Can

    @nezihi: Siz islam ile cevap vermişsiniz. Fark edilmesi gereken şey şu: “Bilim dinden bağımsızdır”. İslam veya başka bir din fark etmez, bilim “dinler ne derse desin doğru olan, kanıtlanan, kanıtlanabilen”dir. “Evrim bizim kutsalımıza hakarettir” demişsiniz. Bu onu bir nebze bile daha az gerçek yapmaz, zira bilimin “müminleri üzmemek” gibi bir derdi yoktur, olamaz, olmayacaktır da.

  8. Bilimsel çalışmalar, bir “inancı” aşağılayamaz, bir inanca hakaret edemez.
    Çünkü, inançlar ve bir inançlar sistemi olan dinler, bilimsel yönteme kapalıdır. Bilimin yöntemleri, değerlendirmeleri, öngörüleri bilimsel teoriler için geçerlidir. Dinler, birer bilimsel teori değildir. Dolayısıyla, bilimsel bulgular/düşünceler/teoriler bilimle ilgilenenleri ilgilendirir.

    “İnananlar”, inançlarının desteğini kendi gözlemlerinde veya gene kendi inançlarında aramalı ve bulmalıdırlar.

    İnançlarının “doğruluğuna, geçerliliğine” bilimsel kanıt arayanlar, ya inançlarından kuşku duyanlardır, ya da gerçekte inançsız olanlar!.

    “İnanç”, kanıtını bilimde aramaz, aramamalıdır.

    Din, deneye gelmez! Deneye, eleştiriye açık olmak ve “yanlış olabileceği olasılığını baştan kabul etmek” hiçbir inanç sistemi için kabul edilebilir değildir. Oysa, tüm bilimsel teoriler “yenilenebilir, değiştirilebilir, tümüyle geçersiz duruma gelebilir”. Bilim ve din arasında bir rekabet var gibi davranmak gariptir.

    Bilim, “insanların maymundan geldiği” teorisini (aslında böyle bir teori olmadığı bir yana), bilimsel yöntemlerle istediği gibi değerlendirebilir. Sonuçta bu teoriyi çöp sepetine atıp yerine yenisini gene bilimsel yöntemlerle koyabilir. Bunu yaparken inançlardan/inançlılardan onay alması gerekmez. İnanç, bilime yol gösteremez. Bilim de, neye inanılacağını belirlemek ile ilgili değildir. Bunlar, bilimi dinden, dini bilimden daha “kıdemli veya üstün” yapmaz. (Bknz.: Karl Popper, Problem of Demarcation). Yalnızca “farklı” yapar!

    Bilim, yeryüzünde bu günkü yaşam formlarının nasıl oluştuğu sorusunun yanıtını, bilimsel yöntemlerle arar, birtakım teoriler geliştirir, birtakım teorileri terk eder. Bunun inanç ile hiç bir ilgisi yoktur.

    O nedenle, bilimsel bulguların kendi inancıyla çeliştiğini düşünenlerin, sorunu kendi içlerinde halletmeleri gerekir; bilim, onların neye inandıklarıyla ilgili değildir.

    Evrende yaşamın nasıl varolduğu, insanın ve diğer canlıların nasıl meydana çıktığı konusunda inançlar olabilir; bunlar kutsal metinlere dayalı olabilir. İsteyenler bunlara inanırlar; bilimsel yöntemlerin, teorilerin bulguları “bu inanç” ile ilgili değildir, inananları bağlamaz. Bilimsel bulgular, bilimsel araştırmacıları, bilim insanlarını bağlar ve tümü bilimsel yöntemlerle (deney, gözlem…) yenilenebilir, değiştirilebilir, geliştirilebilir. Bilim, gözlemleri açıklamakta yetersiz kalan bir teorinin yerine kolayca yenisini koyar, bir formülün daha iyisini bulduğunda eskisini boşlar.

    Bilim, elindekinin “en son ve tek gerçek” olduğunu asla kabul etmez. (Bunu kabul ederse, kendini inkar etmiş olur).

    İnanç ise, daha yola çıkarken, “en son ve tek gerçek”i elinde tutar.

    İnancına bilimde kanıt aramak -her şey bir yana- inancı zedeler.

    Böyle yapanlar, bilimsel gelişmeler onların inançlarıyla iyice uyumsuz hale geldiğinde (güneş sisteminin keşfi örneğindeki gibi), bunun aslında inançlarının kaynağında hep var olduğunu, yalnızca kendilerinin onu görmekte geç kaldıklarını söyler ve durumu inanç kaynağının kusuru olarak değil, insani bir zaaf olarak açıklarlar. Bu nedenle, bir bilimsel teoriye “inanç temelinde” karşı çıkanlar zaman içinde haksız çıkabilirler / yanılabilirler ama inançlarının kaynağı bundan etkilenmez. Hep aynı kalan ve her türlü teorinin / gerçekliğin üstünde / ötesinde olan bu kaynak, “bilimsel” değildir. Bunun, “doğru” veya “yanlış” olmakla bir ilgisi yoktur; yanıtı bilinmeyen bir sorunun yanıtını aramak ve tutarlı bir biçimde bulmak için “kullanılabilir” olmakla ilgisi vardır.

    Domuz gribi virüsüne karşı nasıl bir aşı geliştirilebileceği sorusu “bilimsel” bir sorudur. Yanıtı “bilimsel” yöntemlerle araştırılır, bulunur. Yarın daha iyi bir yöntem bulunduğunda, o kullanılır. İnanç kaynakları, böyle bir sorunun yanıtını aramak için başvurulması doğru olacak kaynaklar değildir. (Ancak, kimse sizi bu sorunun yanıtını o kaynaklarda inancınıza uygun yöntemlerle aramaktan alıkoymaz. Bilimsel olmayan yöntemlerle bulacaklarınız “bilimsel” olmaz ama, bu da sizi üzmemelidir).

    Bilim (bu örnekte Darwinist ve benzeri teoriler) inançları sarsmak / yıkmak / etkilemek amacıyla ortaya konmamıştır. Bu teorilerle ilgilenen, bunu çalışma alanı olarak seçen tüm bilim insanlarını inançsız / dinsiz olarak görmek, bilgisizliktir.

    İnancını bilimle doğrulamak isteyip bunu başaramayanların, kendi hatalarının faturasını bilim insanlarına çıkarması en hafif deyimiyle haksızlıktır. Bilimle doğrulanmaya ihtiyaç duyan inanç, eksiktir.

    Bilimsel bulgulara “inanmayanlar”; bu bulgulara “inananların” inancına saygı göstermek zorunda değil midirler? (Dikkat, bu bilimsel bir soru değildir!)

    Hafifçe konu dışı ama, “ilim” sözcüğünün ikibin yıl önceki ortadoğuda taşıdığı anlam ile “bilim” sözcüğünün 20nci, 21inci yüzyılda taşıdığı anlamları “aynı” sanmak da insanı yanlışlara götürebilir… “Bilimsel” yanlışlara tabii!

    Can Beye selam, yola devam!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *